Yahu adam seni dinlemedikten sonra senin parti grubu sıralarında otursa ne yazar, karşı partinin grup sıralarında otursa ne yazar
Genelbaşkan eğer oyu, otoriteye dönüştüremiyorsa, hatta partiye gelen oy kendisi gibi düşünmediği için kendi görüşünü takip etmeyenleri meclise soktuğunu görüyorsa, ne diye onu aday göstersin? Kaybedeceği birşey yok ki, nasıl olsa seçildiğinde dahi dinlemiyor, parti rozeti adamın göğsünde süs misali duruyor
Doğruya doğru, ama oy getiriyor
Adam kendisine yeteceğinden fazla oy getirirse o zaman karda parti, ek oyla istediğin bikaç kişi sokarsın hem partinin temsili artar mecliste hemde senin etkin artar hem partide hem mecliste.
Ve unutma adamla aynı ideolojidensiniz. Sonuçta sokakta bulmadın adamı, senin takipçilerin (senin ideolojisi benimseyen insanlar) adamı seviyorduki sen onu partine almak istedin, yoksa kendi partisini kurup senin ideolojik seçmeninin birazını kapacaktı aynı ideolojiden olduğunuz için.
Mind you eğer karşıt bir ideolojiden birini sırf popüler diye alırsan partiye partin oy kaybeder kazanmak yerine, ki zaten başka ideolojiden adam gelmez bile, gelse kendi popüleritesi düşer.
Getirdiğin adamda boş yere gelmedi sonuçta, meclise gelmek istedide geldi. Yani mecliste kalmaya devam etmek isteyecek ve bunun içinde takipçilerini arttırmaya çalışacak. Tabi buda senin ideolojin doğrultusunda çalışma yapması demek ve buda partinin ideolojisi doğrultusunda partideyken çalısması demek, ki buda partiye çalışmak demek.
Başka bir örnekte düşünürsek diyelimki senin bir şitketin var. Şirket senin özel mülkün yani, ne istersen yaparsın onla.
Eleman alacaksın ve 2 kişiyi düşünüyorsun. Birinden nefret ediyorsun ama biliyorsunki şitketini sektörel rekabette ayakta tutabilir. Diğerini seviyorsun ama biliyorsunki sadece competitivenessını düşürecek şirketin.
Sevmediğin adam o işi yapmak istiyor çünkü o sektöre girmek istiyor, yanı sevmesende şirket için iş yapacak biri. Her zaman onu alırsın işe diğerini almaktansa.