What's new

Ülke Yönetimi

Status
Not open for further replies.
İşte örnekle anlattığım olay buydu:
Yukarıdaki yazıları yeni yazmadım, önceden varlardı. Okumamışsın derkende bu yazıları kastettim işte.
İyi de bu benim sorumun cevabını karşılamıyor, alakası bile yok. Adamın zaten meclise kaç vekil sokacağı belli değil, 100 soksa şükür namazı kılacak, sen o adamın bunlardan bir tanesini bile kendisine biat etmeyen biri seçeceğini mi sanıyorsun?

Batum CHP'den vekil iken ihraç edildi, o yüzden tepki çekti. Hiç kimse genelbaşkana, sonraki seçimler için hazırlayacağı vekil aday adayı listesine "şunu niye koymadın" demez. Adam da kendisine biat etmeyen insanı yazmaz. Niye yazsın? Adamın amacı zaten kendi görüşünü sorgusuz sualsiz savunacak insanların olması, aksi halde partinin hiçbir anlamı kalmıyor, senin vekilin seni tınlamadıktan sonra o_O
 
Adamın zaten meclise kaç vekil sokacağı belli değil, 100 soksa şükür namazı kılacak, sen o adamın bunlardan bir tanesini bile kendisine biat etmeyen biri seçeceğini mi sanıyorsun?
Doğru baraj olmayınca partiler arası rekabet çok artacağından 100 tane bile mv soksa meclise şükür namazı kılar.

Ve işte böyle bir ortamda da olabildiğince çok "star" getirtmeye çalışır partiye. Bak nasıl son meclis seçimlerinde partiler adaylarını show yapa yapa açıklayıp oradan oy kapmaya çalıştılar? Barajın olmadığı ortamda bu durum katlanarak artacaktır, malum konu sadece artan parti rekabeti değil, o "starlar" isterlerse kendi partilerini kurabilirler, kimseye muhtaç değiller baraj yok nasıl olsa. Zaten ünlü olan, zaten halkın güvendiği isimler bunlar.

O yüzden bilhassa bunları herkes partilerine çekmeye çalışırlar. Bunları partiden atmakta politik intihar olacağından hiç bir genel başkan buna kalkışmaz bile en başından itibaren.


Adam da kendisine biat etmeyen insanı yazmaz. Niye yazsın? Adamın amacı zaten kendi görüşünü sorgusuz sualsiz savunacak insanların olması, aksi halde partinin hiçbir anlamı kalmıyor, senin vekilin seni tınlamadıktan sonra o_O
E işte o zamanda oy toplayamaz.
 
E işte o zamanda oy toplayamaz.
Süheyl Batum'a yaptığı gibi milletvekili iken partiden ihraç etmeye kalkarsa oy toplayamaz. O yüzden deminden beri verdiğin örneğin, benim soruma cevap niteliği taşımadığını betimliyorum.

Şu şekilde
E işte o zamanda oy toplayamaz.
cevapladığın alıntıda ise, ben bir vekilin vekil seçildikten sonra partiden atılma durumunu örneklemedim, aksine sonraki seçimlerde yazdığı vekil aday adayı listesinden bahsettim, ve tabi ki bu listeye kendisine biat etmeyenleri yazmayacağından.

Tekrar ediyorum; Ben vekilin, vekil seçildikten sonra partiden atılması durumunda oy kaybetmeyeceğini falan iddia etmiyorum (öyle diyormuşum gibi cevap yazıp duruyorsun), seçimden evvel belirlenen vekil aday adayı listesine sadece biat edenleri yazacağını söylüyorum, ki öyle.
 
Süheyl Batum'a yaptığı gibi milletvekili iken partiden ihraç etmeye kalkarsa oy toplayamaz. O yüzden deminden beri verdiğin örneğin, benim soruma cevap niteliği taşımadığını betimliyorum.

Şu şekilde
cevapladığın alıntıda ise, ben bir vekilin vekil seçildikten sonra partiden atılma durumunu örneklemedim, aksine sonraki seçimlerde yazdığı vekil aday adayı listesinden bahsettim, ve tabi ki bu listeye kendisine biat etmeyenleri yazmayacağından.
O konudada bunu yazdım:

Ve işte böyle bir ortamda da olabildiğince çok "star" getirtmeye çalışır partiye. Bak nasıl son meclis seçimlerinde partiler adaylarını show yapa yapa açıklayıp oradan oy kapmaya çalıştılar? Barajın olmadığı ortamda bu durum katlanarak artacaktır, malum konu sadece artan parti rekabeti değil, o "starlar" isterlerse kendi partilerini kurabilirler, kimseye muhtaç değiller baraj yok nasıl olsa. Zaten ünlü olan, zaten halkın güvendiği isimler bunlar.

O yüzden bilhassa bunları herkes partilerine çekmeye çalışırlar.

Partiden atınca oy kaybetmesinin asıl nedeni zaten başka bir partiye geçmesi ya da kendi partisini kurması, malum öyle buralara gider.

İşte bu sebeple zaten listeye alır, "başka partide olacağına sevmesemde benim partimde olsun böylece oy kaybetmeyeyim/daha fazla oy toplayayım" mantığı.
 
"başka partide olacağına sevmesemde benim partimde olsun böylece oy kaybetmeyeyim/daha fazla oy toplayayım" mantığı.
Yahu adam seni dinlemedikten sonra senin parti grubu sıralarında otursa ne yazar, karşı partinin grup sıralarında otursa ne yazar o_O Genelbaşkan eğer oyu, otoriteye dönüştüremiyorsa, hatta partiye gelen oy kendisi gibi düşünmediği için kendi görüşünü takip etmeyenleri meclise soktuğunu görüyorsa, ne diye onu aday göstersin? Kaybedeceği birşey yok ki, nasıl olsa seçildiğinde dahi dinlemiyor, parti rozeti adamın göğsünde süs misali duruyor :lol:
 
Yahu adam seni dinlemedikten sonra senin parti grubu sıralarında otursa ne yazar, karşı partinin grup sıralarında otursa ne yazar o_O Genelbaşkan eğer oyu, otoriteye dönüştüremiyorsa, hatta partiye gelen oy kendisi gibi düşünmediği için kendi görüşünü takip etmeyenleri meclise soktuğunu görüyorsa, ne diye onu aday göstersin? Kaybedeceği birşey yok ki, nasıl olsa seçildiğinde dahi dinlemiyor, parti rozeti adamın göğsünde süs misali duruyor :lol:
Doğruya doğru, ama oy getiriyor :D Adam kendisine yeteceğinden fazla oy getirirse o zaman karda parti, ek oyla istediğin bikaç kişi sokarsın hem partinin temsili artar mecliste hemde senin etkin artar hem partide hem mecliste.

Ve unutma adamla aynı ideolojidensiniz. Sonuçta sokakta bulmadın adamı, senin takipçilerin (senin ideolojisi benimseyen insanlar) adamı seviyorduki sen onu partine almak istedin, yoksa kendi partisini kurup senin ideolojik seçmeninin birazını kapacaktı aynı ideolojiden olduğunuz için.

Mind you eğer karşıt bir ideolojiden birini sırf popüler diye alırsan partiye partin oy kaybeder kazanmak yerine, ki zaten başka ideolojiden adam gelmez bile, gelse kendi popüleritesi düşer.

Getirdiğin adamda boş yere gelmedi sonuçta, meclise gelmek istedide geldi. Yani mecliste kalmaya devam etmek isteyecek ve bunun içinde takipçilerini arttırmaya çalışacak. Tabi buda senin ideolojin doğrultusunda çalışma yapması demek ve buda partinin ideolojisi doğrultusunda partideyken çalısması demek, ki buda partiye çalışmak demek.


Başka bir örnekte düşünürsek diyelimki senin bir şitketin var. Şirket senin özel mülkün yani, ne istersen yaparsın onla.

Eleman alacaksın ve 2 kişiyi düşünüyorsun. Birinden nefret ediyorsun ama biliyorsunki şitketini sektörel rekabette ayakta tutabilir. Diğerini seviyorsun ama biliyorsunki sadece competitivenessını düşürecek şirketin.

Sevmediğin adam o işi yapmak istiyor çünkü o sektöre girmek istiyor, yanı sevmesende şirket için iş yapacak biri. Her zaman onu alırsın işe diğerini almaktansa.
 
Ve unutma adamla aynı ideolojidensiniz. Sonuçta sokakta bulmadın adamı
Şimdi eğer Kılıçdaroğlu-Süheyl Batum örneğini söylüyorsan, yahu adamlardan biri PKK'lı, öteki ise Atatürkçü. Taban tabana, 180 derece zıd. Demek ki her daim aynı ideolojide olmak gerekmiyormuş. CHP'den bütün Atatürkçüler tek tek tasfiye edildi, PKK'lılarca.

Dolayısıyla "aynı partideler" diye aynı görüşte olacaklar diye birşey sözkonusu değil.

Nitekim sonuca bakarsak Diktatörlük (parti genelbaşkanı) kazandı, bütün partiyi PKK'lılarla doldurup bütün Atatürkçüleri tasfiye etti.

Sistemin saçmalığı bu zaten, diktatörlük. Bunu sen de kabul ediyorsun, kabaca dediğin şey şu;"Tamam parti sistemi diktatörlük, ama diktatör konumundaki genelbaşkan, oy alma kaygısıyla bazı aykırıları aday gösterebilir".

İyi de bu iğrenç birşey, demokrasinin tam tersi. Savunduğumuz bütün değerlere aykırı bir sistem. Partilerin hepsi kapatılıp, her birey kendisi doğrudan seçime katılmadığı müddetçe bu diktatörlükler yıkılmaz. Barajı kaldırıp oy kaybı ile partideki genelbaşkan isimli diktatörü tehdit ederek ulaşamazsın hayal ettiğin özgür ve baskısız meclise. Meclis tamamen hür olmalı, tek hesabı seçmene vermeli.
 
Şimdi eğer Kılıçdaroğlu-Süheyl Batum örneğini söylüyorsan, yahu adamlardan biri PKK'lı, öteki ise Atatürkçü. Taban tabana, 180 derece zıd. Demek ki her daim aynı ideolojide olmak gerekmiyormuş.
Haydaa yaw herhangi birşeye örnek değildi, hypothetical bir örnekti yani "diyelimki" örneği.

've onları yapabilmesinin nedeni barajın olması. Barajla ideolojiler üzerinde monopoliler kurabildikleri için partilerin başına geçen oyuncak gibi oynayabiliyor onlarla.

Dolayısıyla "aynı partideler" diye aynı görüşte olacaklar diye birşey sözkonusu değil.

Nitekim sonuca bakarsak Diktatörlük (parti genelbaşkanı) kazandı, bütün partiyi PKK'lılarla doldurup bütün Atatürkçüleri tasfiye etti.
Baraj yüzünden öyle. Bak Anadolu Partisini kurdu bahsettiğin atılan Atatürkçüler ne oldu? Millet baraj yüzünden "ya barajı geçemezse ve AKP süper çoğunluğu alırsa" diye herkes ezber gibi yine CHPye oy attı.

Baraj olmasaydı hem atamazdı KK bunları hemde Anadolu CHPyi ezip geçerdi.

Sistemin saçmalığı bu zaten, diktatörlük. Bunu sen de kabul ediyorsun, kabaca dediğin şey şu;"Tamam parti sistemi diktatörlük, ama diktatör konumundaki genelbaşkan, oy alma kaygısıyla bazı aykırıları aday gösterebilir".

İyi de bu iğrenç birşey, demokrasinin tam tersi. Savunduğumuz bütün değerlere aykırı bir sistem. Partilerin hepsi kapatılıp, her birey kendisi doğrudan seçime katılmadığı müddetçe bu diktatörlükler yıkılmaz. Barajı kaldırıp oy kaybı ile partideki genelbaşkan isimli diktatörü tehdit ederek ulaşamazsın hayal ettiğin özgür ve baskısız meclise. Meclis tamamen hür olmalı, tek hesabı seçmene vermeli.

Bahsettiğin sistem UK'nin sistemi gibi Dar bölge sistemi değil mi?

Yoksa bahsettiğin sistemde hiç mi parti yok ortada?
 
Baraj olmasaydı hem atamazdı KK bunları hemde Anadolu CHPyi ezip geçerdi.
Sen hala, parti başındaki diktatörü, barajın kalktığı durumda kaybedeceği oy ile korkutarak söz geçirtmekten bahsediyorsun. Neden ayağa kalkıp "yahu diktatörlüğü kökünden niye kazımıyoruz?" diye sormuyorsun? Daha kolay ve demokratik olurdu o_O

Bahsettiğin sistem UK'nin sistemi gibi Dar bölge sistemi değil mi?

Yoksa bahsettiğin sistemde hiç mi parti yok ortada?
Birkaç sayfa önce yazdığım gibi, hiç parti yok. Belli şartları taşıyan (atıyorum üniversite mezunu, istihbarat soruşturmasında ırkçı-dinci-cinsiyetçi olmadığı tescillenmiş vb.) kişilerin doğrudan aday olup seçime girmesinden bahsediyorum.
 
Birkaç sayfa önce yazdığım gibi, hiç parti yok. Belli şartları taşıyan (atıyorum üniversite mezunu, istihbarat soruşturmasında ırkçı-dinci-cinsiyetçi olmadığı tescillenmiş vb.) kişilerin doğrudan aday olup seçime girmesinden bahsediyorum.
Gelme ihtimali ne kadardır böyle bir sistemin? :D
 
Gelme ihtimali ne kadardır böyle bir sistemin? :D
Oldukça düşük. Çünkü Parti denen diktatörlükten bütün partiler nemalanıyor, adamlar ellerinin altından böyle bir ballı kaymağın kayıp gitmesini istemezler.

Fakat biz ta en baştan beri sistemi tartışıyoruz, sistemin gelme olasılığını değil. Bence harika olurdu öyle bir sistem. Sistemin mekaniklerinde karşı olduğun kısımlar varsa yazmaktan çekinme.
 
Oldukça düşük. Çünkü Parti denen diktatörlükten bütün partiler nemalanıyor, adamlar ellerinin altından böyle bir ballı kaymağın kayıp gitmesini istemezler.

Fakat biz ta en baştan beri sistemi tartışıyoruz, sistemin gelme olasılığını değil. Bence harika olurdu öyle bir sistem. Sistemin mekaniklerinde karşı olduğun kısımlar varsa yazmaktan çekinme.
Sistem hoş, lakin ben yinede ideolojik temsil sistemini yeğlerim :P

Benim şuan tek istediğim şey barajın düşmesi. 5%'e bile düşse oyum Anadolu'nun olur :D
 
23 Nisan'ın ardından Türkiye'de çocukların durumu:

''
s-82212d9ff0f1a8762c1251ef24767d8ed4ff45ac.jpg

''
Kaynak:https://img-s2.onedio.com/id-58f915...-82212d9ff0f1a8762c1251ef24767d8ed4ff45ac.jpg

''
23szt06a_ist-izm-ant-trb.jpg


''
Kaynak: http://i.sozcu.com.tr/wp-content/uploads/2017/04/23szt06a_ist-izm-ant-trb.jpg
 
Status
Not open for further replies.

Country Latest Posts

Back
Top Bottom