What's new

Çay Bahçesi

. . . . .
Inanamiyorum, az da olsa savunma sanayi yapimiz ile alakali öz elestri iceren bir yazi buldum. Wow.

(...)

Mesela; Türkiye ihracatına rekorlar gözüyle bakan bazı çevreler, ithalatta kırılan daha yüksek rekorları sürekli olarak görmezlikten geldiler. Şimdi aynı hatayı savunma sanayiinin sadece ihracat tarafına bakarak tekrarlıyoruz.


Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) silah ithal eden ülke verilerine baktığımızda ilginç bir tablo söz konusu. 2009- 2013 arasında Türkiye en fazla silah ithal eden ülkeler arasında 11. sırada yer alıyordu. Son yıllarda “Türkiye savunma sanayiinde ihracatını artırdı, rekor kırdı” yönündeki haberlerle konuya baktığımızda ne beklersiniz? İthalatın düşmüş olmasını değil mi, ama gerçekler hiç de öyle değil.


Savunma sanayiinde millileşme oranı yükseldiğine ve kendi ihtiyacımız olan silahları ciddi anlamda üretmeye başladığımıza, ASELSAN ve TAI’nin dünyanın 100 savunma sanayii şirketi arasına girme başarısı gösterdiğine göre ithalatın düşmüş, ihracatın da yükselmiş olması gerekirdi. Ama durum öyle değil. İkisi de yükseliyor, hatta ithalat tarafı daha fazla büyüyor. Bu sebeple Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir’in göreve geldikten kısa süre sonra ifade ettiği, “Savunma sanayiinde ciddi illüzyon” sözleri kulağımda çınlıyor. Çünkü savunma sanayiindeki yarı kamu pozisyonlu şirketlerimiz her şeyi; milliliği, üretimi, geliştirmeyi, yeni ürün ortaya koymayı, kısacası başarıları çok fazla abartıyor. Bu duruma son verip gerçekçi olmamız, gerçeklerle yüzleşmemiz lazım.


(...)


Mesela, İnsansız Hava Araçları (İHA) yatırımları buna çok güzel örnektir. Devletin zirvesi üstelik ihalelerle bu görevi TAI, Kale/Baykar ve Vestel’e vermişken, yabancı ortaklarla elektronikçi ASELSAN rol almaya çalıştı. Son olarak yazılımcı/ programcı HAVELSAN da bu alana girip bir İHA tanıttı. Bir de ortada dolaşan, asker, sivil kökenli Amerikan İHA’larını pazarlamaya çalışanlar var. Bu durumda ithalat mı, yoksa ihracat mı daha hızlı büyür?

Özetle; kimin neyi, niçin yaptığı, ne başarı elde ettiği belli olmayan bir sektör durumundan kurtarılması gerekiyor savunma sanayiimizin...


Tümünü oku: Savunma sanayiinde yaşanan gelişmeler yeterli olur mu?


Milyarlarca Dollar boku bokuna harcaniyor. Kimin ne yapip yapmadigi, ne ürettigi belli degil. Tamamen konseptsiz, stratejisiz, plansiz bir yapilanma sayesinde. Harcanan rakamlara bakilirsa durumun ne kadar vahim oldugu gözler önüne seriliyor. Utanc verici bir durum.
 
.
@xenon54

This is my have fun account.
images


Hmm kim olabilir acaba? Aklimda biri var ama... :)
 
. .
Inanamiyorum, az da olsa savunma sanayi yapimiz ile alakali öz elestri iceren bir yazi buldum. Wow.

(...)

Mesela; Türkiye ihracatına rekorlar gözüyle bakan bazı çevreler, ithalatta kırılan daha yüksek rekorları sürekli olarak görmezlikten geldiler. Şimdi aynı hatayı savunma sanayiinin sadece ihracat tarafına bakarak tekrarlıyoruz.


Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) silah ithal eden ülke verilerine baktığımızda ilginç bir tablo söz konusu. 2009- 2013 arasında Türkiye en fazla silah ithal eden ülkeler arasında 11. sırada yer alıyordu. Son yıllarda “Türkiye savunma sanayiinde ihracatını artırdı, rekor kırdı” yönündeki haberlerle konuya baktığımızda ne beklersiniz? İthalatın düşmüş olmasını değil mi, ama gerçekler hiç de öyle değil.


Savunma sanayiinde millileşme oranı yükseldiğine ve kendi ihtiyacımız olan silahları ciddi anlamda üretmeye başladığımıza, ASELSAN ve TAI’nin dünyanın 100 savunma sanayii şirketi arasına girme başarısı gösterdiğine göre ithalatın düşmüş, ihracatın da yükselmiş olması gerekirdi. Ama durum öyle değil. İkisi de yükseliyor, hatta ithalat tarafı daha fazla büyüyor. Bu sebeple Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir’in göreve geldikten kısa süre sonra ifade ettiği, “Savunma sanayiinde ciddi illüzyon” sözleri kulağımda çınlıyor. Çünkü savunma sanayiindeki yarı kamu pozisyonlu şirketlerimiz her şeyi; milliliği, üretimi, geliştirmeyi, yeni ürün ortaya koymayı, kısacası başarıları çok fazla abartıyor. Bu duruma son verip gerçekçi olmamız, gerçeklerle yüzleşmemiz lazım.


(...)


Mesela, İnsansız Hava Araçları (İHA) yatırımları buna çok güzel örnektir. Devletin zirvesi üstelik ihalelerle bu görevi TAI, Kale/Baykar ve Vestel’e vermişken, yabancı ortaklarla elektronikçi ASELSAN rol almaya çalıştı. Son olarak yazılımcı/ programcı HAVELSAN da bu alana girip bir İHA tanıttı. Bir de ortada dolaşan, asker, sivil kökenli Amerikan İHA’larını pazarlamaya çalışanlar var. Bu durumda ithalat mı, yoksa ihracat mı daha hızlı büyür?

Özetle; kimin neyi, niçin yaptığı, ne başarı elde ettiği belli olmayan bir sektör durumundan kurtarılması gerekiyor savunma sanayiimizin...


Tümünü oku: Savunma sanayiinde yaşanan gelişmeler yeterli olur mu?


Milyarlarca Dollar boku bokuna harcaniyor. Kimin ne yapip yapmadigi, ne ürettigi belli degil. Tamamen konseptsiz, stratejisiz, plansiz bir yapilanma sayesinde. Harcanan rakamlara bakilirsa durumun ne kadar vahim oldugu gözler önüne seriliyor. Utanc verici bir durum.


Birtane Burak Bokdil daha....
 
. . . .
Bana küfür etme lütfen. Ee peki rakamlar da mi yalan?

**** **** test... Why can't i wrote p a k i? lol

Peki yazmak istemistim, **** yazdim yanlislikla ama sistem sansür ediyor...?!


Burak bokdil dedigim sahis verdigin link, sen neden alindin anlamadim:-).


Çünkü savunma sanayiindeki yarı kamu pozisyonlu şirketlerimiz her şeyi; milliliği, üretimi, geliştirmeyi, yeni ürün ortaya koymayı, kısacası başarıları çok fazla abartıyor. Bu duruma son verip gerçekçi olmamız, gerçeklerle yüzleşmemiz lazım.


Sen bunu ne yuzle soyleyebilirsin? Son 10 sene nereden nerete geldigimizi bilmiyorsan konusma, 50 senelik gecikmeyi nasil kapatmayi dusunuyorsa? Bos bos adamlar iste...
 
. . .

Pakistan Affairs Latest Posts

Back
Top Bottom