Samimi itiraf için teşekkürler.
Osmanlı'dan bu yana islam tekke, tarikat, şeyh vs gibi ruhban sınıfı tarafından sürekli çıkar aracı olarak kullanılmış. Atatürk bunu görmüş, pislik ve fitne yuvası haline gelen bu miskin yuvalarını kapatmıştı. Ne yazık ki, AKP döneminde yeniden başa dönüldü, etrafımız tarikatlarla sarıldı.
1930 yılında Asteğmen Kubilay'ın testere bıçağı ile başını gövdesinden ayıran cumhuriyet karşıtı şeriatçılar ve Şeyh Sait isyanları neyse yöntemler farklı olmak kaydıyla Fetullah Tarikatı da odur.
Bizim rehberimiz ilkokul mezunu bir imam, okuma yazma dahi bilmeyen bir şeyh asla olamaz, bilim/mantık olur.
Fetullah'ın Nurcu tarikatına bulaşmış samimi müslümanlar çoğunlukta. Ev toplantılarında kadınların kollarındaki bilezikleri sıyırıp himmet olarak cemaat ablalarına verdiklerini okuduk, duyduk. 2003 yılından sonra trafikte gördüğümüz türbanlı ve sarıklı tiplerin sürdüğü 4x4 ciplerin sayısındaki olağan üstü artış bu himmetlerin nerelere gittiği hakkında fikir veriyor. Çok ilginçtir; sarıklı şalvarlı bu tiplerin hepsinin maddi durumları iyi. Bunların inşaatta amelelik yapanına hiç tanık olmadım.
Çocuklarını cemaat okullarına gönderen samimi dindarları suçlamaya kimsenin hakkı yok. Devleti yönetenlerin bile güya "fark edemeyip" de kandırıldıkları bir örgütü normal vatandaş nasıl çözecek?
Suç varsa, o da anaysa ile teminat altına alınmış Laiklik ilkesine karşı kollektif bir suç vardır.
Her halukarda asıl suçlu siyasilerdir.
Bu da AKP'li siyasilerin "sarhoş" dedikleri kişinin dedikleri:
Memleketi bu hale getiren gerici cumhuriyet düşmanı siyasiler er geç hesap verecek. "Yanılmışız" diyerek cezadan kaçış yok.