Arkadaşlar,
Fetullah Gülen islami örgüt yapılanması konusunda kendilerini aklamak için suçu başkalarıyla paylaştırıp hafifletmek isteyenler var. Gerekçesi ise, çoğunlukla, beraber çekilmiş bir resim, belki hakkında edilmiş bir iki kelam.
Doğrudur, tarikat lideri Fetullah Gülen ile eski siyasilerden neredeyse yan yana gelmeyen, konuşmayan yok. Hatta Ecevit bile "okullar açıyorlar, tanıtımımızı yapıyorlar" demişti.
Gözden kaçırılanlar;
her ne kadar, eski hükümetler de Fetullah Gülen islami tarikatının sözde "ALLAH ADINA" yaptıkları faaliyetlere göz yummuş, devlet bu yapıdan uzak durmuş, içine sızmasına izin vermemiş ise de hiç bir zaman devlete sızmalarına bilerek izin vermemişlerdir.. 2004 Milli Güvenlik Kurulu kararlarında bu yapı ile mücadele edilmesi AKP hükümetine bildirilmiştir.
Ecevit, Demirel, Çiller hepsi birer siyasi lider olarak oy kaygısı ile laik rejim düşmanı Fetullah Gülen cemaatine dokunmamış olabilirler. Kaldı ki, Gülen Cemaati çoğu faaliyetlerini AKP'ye kadar gizli saklı yapıyordu. Halk da onlara namazında niyazında, zikir-namaz partileri düzenleyen gerici yobaz bir tarikat olarak bakıyordu.
Sadece Fetullah tarikatı değil, hiçbir şeriatçı örgütün Devlet kurumlarına özellikle TSK'ya girmelerine izin verilmezdi. Sızanlar kesinlikle ayıklanır ordudan atılırdı.
Devlet bu Fetullah Gülen islami örgüt üyelerini ve faaliyetlerini bilmesine rağmen neden hepsini toplayıp hapsetmedi?
Arkadaşlar bu sorunun cevabını günümüzde bulabiliriz.
Bugün de, Fetullah örgütü benzeri radikal veya ılımlı, hepsinin nihai hedefi laik-demokratik cumhuriyeti yıkarak sözde Allah'ın yasalarının hüküm süreceği şeriat düzenini getirmek olan bir çok islami tarikat vardır.
Menzil tarikatı, Süleyman Ağa tarikatı, Nakşibendi, Cüppeli Ahmet Hoca, Aczimendi, vs vs..
Burada Ayrıntısı var:
http://www.hurriyet.com.tr/turkiye-nin-tarikat-ve-cemaat-haritasi-5097892
Bunların ilerde Gülenciler gibi kalkışmada bulunmayacağın garantisi var mı? YOK. Peki, nihai hedefleri laik cumhuriyeti yıkmak olan bu tarikatları neden kapatmıyoruz, liderlerini hapsetmiyoruz?
Yasal nedenler ve siyasi oy kaygıları ile hepsi faaliyetlerine devam ediyorlar. Hatta şu anda Sağlık Bakanlığı ve MEB Menzil ve Süleymancılar'ın elinde.
Bugün nasıl Nurettin Yıldız, Cüppeli Ahmet Hoca, yok bilmem ne hoca alenen tarikat faaliyetlerine devam edebiliyorsa, işte eskiden de Fetullah öyle devam ediyordu.
Bugün Cüppeli Ahmet'i hangi gerekçeyle tutuklayabilirsiniz?
Siyasiler dinci-muhafazakar oyları kaçırmamak "İslam düşmanı" damgası yememek için bunlara hep göz yumdu.
Amma ve lakin,
Devlet hiçbir zaman bunlara göz yummadı. Özellikle TSK tarikatçıları barındırmadı. 2002 den sonra ise, AKP ve Gülenciler tarafından ordudan atılan şeriatçı örgüt üyeleri için yoğun propaganda başlatıldı. Namaz kılanlar, eşi baş örtülü olanlar atılıyormuş gibi gösterildi. Hal bu ki, atılanlar tarikat mensupları, yüz kızartıcı suç işleyenler ve disiplinsizlikten atılanlardı.
MİT'ten istihbarat kesildi, atılan cemaatçilerin bir kısmı geri döndü, diğerleri AKP'li belediyelerde işe başladı. Ergenekon- Balyoz kumpası ile TSK'nın 300 generali hapsedildi. Yerlerine cemaatçiler terfi ettirildi.
Konu gittikçe uzuyor.
Kısaca ve sonuç olarak;
İslamcıların oylarını almak için tarikatların toplum içindeki faaliyetlerine izin vermek farklı şey, bu tarikatçıların devlete sızmalarını sağlamak farklı şeydir.
AKP Türk Devletini Nurcu cemaate teslim etmiştir. Suçludur.
Nokta.