@Adıvar
Bu konuyu tekrar açtığın için teşekkür ederim. Bu foruma herhangi bir paylaşım yapmayı, bir kaç arkadaşın şahsıma yaptığı hakaret ve tehditlerden dolayı bırakmak istiyorum. Fakat bu kadar yanlış bilgilendirmeye insan elinde olmadan cevap vermek istiyor.
Eren Erdem verdiği röportajda herhangi bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti devleti IŞİD'e sarin gazı malzemesi sağlıyor dememiştir. Bunu daha önceden burada belirtmeme rağmen ısrarla buradaki arkadaşlar CHP'ye ve Eren Erdem'e iftira atmaya devam etmişlerdir. Üstelik ne yazık, bu arkadaşlardan bazıları profil fotoğrafı olarak Atatürk'ü kullanmaktadır.
Eren Erdem RT'ye verdiği röportajda Adana'da 2013 yılında yapılan ve Cumhuriyet Savcısı Mehmet Arıkan tarafından yürütülen IŞİD operasyonuna değinmiştir. Bu operasyonda bir kısmı Türk vatandaşı bir kısmı yabancı bir grup El-Kaide militanı yakalanmış, bu militanların kendi aralarında yaptıkları konuşmalar telefon dinlemeleri ile dinlenmiş ve Türkiye'de belirli kaynaklardan (bunun devlet kanalları olduğuna dair kimsenin bir iddiası yok) kaçak olarak kimyasal madde satın almaya çalıştıkları tespit etmiştir. Yakalanan gruptan Suriyeli Hytham Qassap yakalandıktan sonra suçunu itiraf etmiştir. Olay Türk basınına yansımış ve herkesin bildiği bir olaydır. Bu haber linkini önceden burada paylaştım, tekrar paylaşayım.
12 Eylül 2013 tarihli Haber :
El Kaide'nin kimyasal silah sabıkası savcılık iddianamesinde
- Dünya Haberleri - Radikal
Hakkındaki suçlamayı kabul eden Suriyeli sanık Hytham Qassap, savcılıkta verdiği ifadesinde şunları anlattı:
"Aslen Suriye Humusluyum. Yıllar önce babam Suriye'de idama mahkum olduğundan Suudi Arabistan'a göç ettik. Ben Suudi Arabistan'da doğup, büyüdüm. Daha sonra asıl ülkem olan Suriye'de yaşanan iç savaş nedeniyle rejim karşıtı gruplara yardım etmek amacıyla arayış içerisine girdim. Bu bağlamda Suriye'de rejim karşıtı silahlı faaliyet yürüten Ahrar-ı Şam isimli grubun üst düzey yetkililerinden Ebu Velid isimli şahısla tanıştım. Onların yönlendirmesi ile Antakya'ya giderek ev kiraladım. Antakya'ya geldikten sonra Suriye'de rejim muhalifi çeşitli gruplar benimle temasa geçtiler. Bunlardan bazıları insani yardım malzemeleri ilaç talep ederken, bazıları da askeri malzeme talep ediyordu."
------
TEKNİK BİLGİLER
Savcılık iddianamesinde, elde edilen ya da teminine çalışılan kimyasal maddelerin nitelikleri ile ilgili olarak da detaylı bilgiler yer aldı. Bu bilgilere göre, Adana polisinin düzenlediği operasyonda elde edilen maddelerin kriminal laboratuvarda incelenmesi ile, bu maddeler birleştirildiğinde sarin gazı elde edilebiliyor.
Sanıkların temin etmeye çalıştığı maddeler ise saniyelik fitil, havan topu yapılmak üzere krom boru ve Thionyl Chloride (SOCl2), Potassium Fluoride (KF), Methanol (CH3OH), Isopropanol (C3H8O), Isopropanolamine (C3H9NO), White Phosphorus (P4), Medical Glikoz ve Boksit gibi kimyasal maddeler olarak sıralanıyor.
-----
Cumhuriyet Savıcısı Mehmet Arıkan'ın iddianamesi ile yargı süreci başlıyor. Savcılık Hytham Qassap için 25 yıl istiyor. Ergenekon ve Balyoz davalarına ne hikmetse yıllarca işleyemeyen ve insanları tutuklu bir şekilde ortada bırakan yargı süreci jet hızıyla işliyor. Savcılıkta suçunu itiraf eden Hytham Qassap, mahkemede verdiği ifadeyi değiştirip insani yardım malzemesi dışında bir şey taşımadığını iddia ediyor. Sonucunda tahliye ediliyor.
30 Ekim 2013 tarihli Haber :
El Kaide'nin Sarin Davası'ndan tahliye çıktı - Türkiye Haberleri - Radikal
"Suriye'de savaşan kardeşlerime gıda ve malzeme temininden başka bir amacım yoktur. El Kaide veya buna benzer diğer gruplarla bir ilgim yoktur. El Kaide yapılanması ile savaş halindeyiz. Ele geçirilen malzemeler tıbbi ürünlerdir. Telefon konuşmalarında geçen malzemeler Humus'ta Özgür Suriye Ordusu'ndaki kişilerin istemesi üzerine araştırdım. Bunların nerede kullanılacağı konusunda bilgi vermediler. Ancak beyaz fosforun atılacağı yerde duman meydana getireceğini söylemişlerdi. Ele geçirilen dokümanlardaki çizimler benim tarafımdan yapılmamıştır. Kimyasal maddeler ve bunların formülleri hakkında bilgim yoktur. Bu olaylar sırasında yabancı ülke vatandaşları ile herhangi bir görüşmem olmadı. Türkiye'deki faaliyetlerim tamamen yasal sınırlar içinde olmuştur. Türk milletine zarar verecek bir durum içinde olmam mümkün değildir."
----
Eren Erdem RT gazetesine verdiği mülakatta bu davaya değinmiş ve bu davanın yargıya bir müdahale vasıtasıyla düşürüldüğünü söylemiştir. Bu ve benzeri grupların "Türkiye'den kimyasal madde temin etmesinin, bu davanın bu şekilde hızla düşmesiyle bir nevi teşvik edildiğini" söylemiştir.
Eren Erdem verdiği mülakatta ne Türkiye Cumhuriyeti Devletinin IŞİD'e sarin gazı temin ettiğini ne de IŞİD'in Türkiye Cumhuriyeti topraklarında sarin gazı ürettiğini iddia etmiştir. Yapılan iddia yukarıda davada Cumhuriyet Savcısı Mehmet Arıkan'ın iddiası ile aynıdır. IŞİD'e yakın bazı grupların Türkiye'den "sarin gazı yapımında kullanılabilecek" bazı maddeleri yasa dışı yollarla satın almaya çalışıp bunları kaçak bir şekilde Suriye'ye götürmeye çalışması üzerinedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu iddianın herhangi bir yerinde yoktur. Aksine Eren Erdem'in Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve onun topraklarını aklamaya çalışarak, "sarin gazı yapımında kullanılan kimyasal maddelerin tamamının Avrupa merkezli üreticilerden Türkiye'ye getirildiğini" ve "Türkiye'de IŞİD'e yakın gruplar tarafından satın alınmaya çalışıldığını" söylemiştir.
Burada bu kadar atıp tutan, insanları ihanetle suçlayan, kendi içerisine düştükleri ihanet çukurunun farkında olmayan bazı üyelerde biraz zaman ayırıp verilen mülakatı okusalardı belki daha farklı şeyler yazarlardı.
Orijinal Mülakat Linki :
EXCLUSIVE: Sarin materials brought via Turkey & mixed in Syrian ISIS camps – Turkish MP to RT — RT News
“About the shipment, Republic prosecutor of Adana, Mehmet Arıkan, made an operation and the related people were detained. But as far as I understand he was not an influential person in bureaucracy. A week after, another public prosecutor was assigned, took over the indictment and all the detainees were released. And they left Turkey crossing the Syrian border,”he said.
“The phone recordings in the indictment showed all the details from how the shipment was going to be made to how it was prepared, from the content of the labs to the source of the materials. Which trucks were going to be used, all dates etc. From A to Z, everything was discussed and recorded. Despite all of this evidence, the suspects were released,” he said.
Şimdi sorularımı ben sorayım. Burada bana ispat edemezsen şerefsizsin diyen
@Hurshid Celebi adlı üye, sen Eren Erdem'in "Türkiye Cumhuriyeti Devleti IŞİD'e sarin gazı satmıştır" dediğini ispat edemezsen şerefsizsin. Bu adam için günlerdir burada atıp tutuyorsan, insanlara şeref dersi vereceğine önce kendin şerefli olmasını, bir şeyi adam akıllı öğrenmeden konuşmamasını öğren.
Üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi burada yapılan bütün Türkiye eleştirilerine "yalan canım onlar" demekten başka bir refleks geliştiremeyen, ama "sözde" amaçları Türkiye'nin imajını yurt dışındakilere karşı korumak olan kafası karışmış kitlede "bunlar yalan" demenin hiç bir işe yaramadığını, herkesin bu rezilliklerin farkında olduğunu anlasınlar. Gerçekten ülkesini korumak isteyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin birbirinden ayrı iki varlık olduğunu ve bütün Türklerin AKP'nin savundukları ile benzer şeyler düşünmediğini, AKP'ye oy verenlerin bile büyük ölçüde siyasal İslamcılıktan değil, ekonomik istikrar uğruna oy verdiğini insanlara anlatmalı. Burada Türk olmayan insanlara gerçekten Türkiye'nin düzgün bir ülke olduğunu anlatmak istiyorlarsa ve düzgün bir Türk imajı çizmek istiyorlarsa olayları oldukları gibi anlatsınlar. Yalan demeye devam ettikçe daha beter komik duruma düştüklerinin ve daha fazla suçlu damgası yediklerinin farkında olmamaları altında yatan tek şey çocuksu bir saflıktan öteye gidemiyor.
Gitmiş elin Hintlisi başlık açmış, Türkiye IŞİD'e sarin gazı veriyor diyor. Eren Erdem'in röportajının linkini koyuyor. Bizimkiler hemen olayın üzerine atlıyor efendim yok yalan vs. Yahu sen kendin okumamışsın daha Eren Erdem ne diyor, birde ülkeni savunmaya çalışıyorsun. Kendin okusan o mülakatı Hintliye "yalan söylüyorlar" diye bağırıp çağırmak yerine "bu mülakatın neresinde okudun bunu?" diyeceksin. Konu daha rahat çözülecek.